Pages

31.12.10

Daily Stuff Vol 7.

  Tabu oynamaktan hiç sıkılmıcam sanırım. Haha iddialıyım da, iyi de anlatırım, iyi de bilirim. Ama bu, Trivial Pursuit'teki eksi seviyelere düşen genel kültür seviyemi alakadar etmez, lütfen!

  İstiklal Caddesi'nde yürürken yaklaşık her 20 metrede bir anket yapan birine rastlıyorum. Herkes biryerlere, birşeylere yetişmeye çalışıyor olduğundan, sollayıp geçiyorlar anketçileri. Onlar da ısrarla birşeyler sormaya çalışarak, bizlerin çok değerli vakitlerini çalıyorlar. İşleri hakkaten zor aslında, günde 1238847 milyon kişi tarafından reddedilmek kötü hissettiriyor olsa gerek, hayır olsa gerek değil, evet hissettiriyor, biliyorum çünkü, ben de yaşadım. Bi de böcekmişsin gibi bakmasalar öle tepeden tepeden. Bi çakasım geliyodu öle kendini bişey zannederek bakan tiplere de varya.. Sonuçta para kazanmaya çalışıyor insanlar. Geçen yıl bir tanesi arkadaşımla bana; "Valla zarar vermicem korkmayın" diyerek yanımıza yaklaşarak, biz; "Vaktimiz yok, kusura bakma" diyip giderken, arkamızdan; "Ama herkes bana şizofrenmişim gibi davranıyor." demesi hem gülme krizine girmemize sebep olmuş hem de beni bu konuda düşündürmüştü, "Hay ben bu sisteme..." demiştim içimden de. Fuck the system diyebilirim.

  Her gittiğimiz yerde, yaptığımız her aktivitide (aktivite yapılan bi şey mi emin değilim) resim çekmek ve çektirmekten (ayrıca resim çekinmek değil, çekilmek, ki o da yanlış zaten, resim çekilinmez, çektirilir bebeğim) çok hoşlanıyorum. Zaman geçtikçe insanın elinde bu gibi anı ve hatıralardan başka ne kalıyor ki?

  Normalde o gün hangi makyaj malzememi kullanmışsam onları alırım sadece yanıma evden çıkarken. Dün ilk defa (nerden esti bilmem) ufak bir çantaya en sevdiğim ve hep kullandığım zımbırtıları, tokalarımı filan doldurdum ve öylece yanıma aldım. Okulda sürüp sürüştürürken arkadaşımın çantasına koydum sonra alırım diye ve evet unuttum.Yılbaşı tatiline girdik, en yakın der 5 gün sonra. Unutkanlığıma mı yanayım, yılbaşına makyajsız gireceğime mi bilemedim (Yılbaşına girilmez bu arada Zeynep, yeni yıla girilir.). Bence ben unutkanlığıma yanmalıyım çünkü çok şükür kapı gibi annem, onun da kapı gibi makyaj malzemeleri var nihahaha. Göz kalemim forever!

  Dan Brown'un zekasına hayranım. Adam tam bir dahi bana göre. Mükemmel bir akla sahip, bilgili, insanüstü bir kültüre sahip, zeki biri. Yazdığı kitapların hepsi de birbirinden harika. Of ya başka kitaplar da yazsın ama. Acaba bilmem kaç decade sonra filan Mr.Brown 21.yy Amerikan Romanı dersinde işlenir mi? İşlensin lütfen. O nasıl bir araştırma, gözlem yeteneği ve hayalgücüdür?! Dan, adamımsın!

  Ruh halim Pazartesi, Salı, Çarşamba, Cuma, Cumartesi ve Pazar iyi olup da Perşembeleri bozulmasın artık.

Günün şarkısı -> Trivium-Dying in your arms
Günün sözü -> Huzurun olmalı biraz ve seni güçlü kılacak kadar acın. Sana garip gelecek ama; insanlara aldanmayacak kadar da taş kalpli olmalısın.
Kısa günün karı -> Düşürdüğüm tasın içinden her yana saçılan minci peyniri.
Günün atfı -> Because of his foolishness, you lost your belief in love. But don't worry, you'll find the one for you. He's waiting somewhere else.

5 dedim, olacak!:

Sparrow dedi ki...

resim çektirilmez bebeğim resim çizilir çektirilen şey fotoğraftır :p

Larien dedi ki...

görecelidir o kullanım şekli bi kere hıh, ayrıca sen "dahi" anlamına gelen "de" lerini ayırmayı öğren bana hariçten gazel okuyacağına hıh vol 2. nihahahaha :D

Sparrow dedi ki...

ben dahi anlamına gelen de leri 2004 yazından beri ayırıyorum bebeğim merak etme konu buraya nrden geldi anlamadım orası da ayrı :D

Larien dedi ki...

konu imla ve anlatım bozukluu olunda aklıma o geldi, bence çok da alakalı, alakayı kuramadıysan.. bilemiyorum yani :P

Sparrow dedi ki...

anlama çipim bozulmuş kusura bakma :p ama yeni bir çip taktırdım şimdi daha iii :p

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...