Pages

29.6.11

Şimşak Turizm "Ziplenmiş Tatil Paketi"ni iftiharla sunaaarr!

  Çok güzel günler geçirdim bu haftasonu. Sevgili canım ciğerim biricik(!) kuzenimin düğünü için İzmir'e gittik. Gece 12'de çıktık yola. Çok severim ben yolculukları, hele de gece olunca. Müzik de varsa kulağımda, keyfime diyecek olmaz. Ama bu seferki yolculuk hem akşam, hem kulağımda müzikle olmasına rağmen biraz eğlence biraz işkence gibiydi. Çünkü ufacık bir arabada tam 6 kişiydik ve o halde giderken 10, dönerken 14 saat seyahat ettik.

  Gidiş yolu tamamlandığında ve popolarımız oturmaktan artık düzleşmişken otele vardık. Ama o ne otel öyle ya, adamakıllı bişey beklerken tuvaletlerinin umumi tuvaletlerden daha berbat bi halde olduğunu görmek baya bi şaşırttı, neyse ki odalar fena değildi. Ben düğünü ve kuzeni umursamadığm için aklım havuza girmekteydi. Tam kahvaltı ettik ben gidiyim bikinimi giyeyim diye planlar yaparken, geldiler "hadi hazırlanın diğer kuzenle seni kuaföre götürcez saçlarınızı yaptırmaya" dediler. Saat öğlen 12, düğün akşam 8. Hangi akla hizmet o saatte gitmeye karar verdiler bilmiyorum. Ben "ben havuza gircem yea" diye düşünedurayım, canım ciğerim diğer sevgi pıtırcığı(!) halam geldi; "bu yaptığın çok ayıp  Larien, sen havuza mı geldin düğüne mi" diye lafları sokuşturmaya başlayınca, daha fazla laf duymak istemediğimden, kaderime boyun eğip, havuz hayalime veda edip paşa paşa kuaför yolunu tuttum. O da ayrı bir macera;

   Ama hakkaten yanlış düşünmüşüm, kuaför o kadar keyifliydi ki, saçlarımız da prensesler gibi oldu filan. Yok lan, daha neler. Bok gibi geçti anasını satayım. Yok böyle bir işkence türü. Gittik zaten saat 12'de, bekle babam bekle, bekle, bekle... Yok efendim 7'de çıkılcakmış kuaförden, bozulmasın diye bekletiyorlarmış. Lan mal insanlar, niye gittik o zaman o saatte ya? Saçımı hemen yıkadılar, makyajımı da yaptılar ve kafamdaki bigudiler, 36 saattir uykusuz kalmaktan dolayı şişen gözlerim ve her fırsatta koluma dayamaya çalışıp da kayan kafamla tam 7,5 saat bekledik o kuaförde. Hala hatırladıkça tansiyonumun çıkası geliyo lan. Tabi sonra noldu, bekle bekle derken, geç kaldılar, yetiştiremediler. 10 kişi falandık bi de, kuaför bozuntuları bi onun saçına bi bunun saçına koştururken, benimki en sona kaldı tabi. Hep bana denk gelicek ya absürdlükler, kuzu kuzu sesimi çıkartmadan oturdum bekledim. Hem istediğim şeyi yapamadı, üstüne bi de koyun gibi kıvırcık olan saçlarıma edebileceği en büyük hakareti ederek "senin saçın maşa tutmuyo problem bizde değil" dedi pişkin pişkin ya. Gel de dalma şimdi, zaten öldürücü bakışlarımı fırlatıyordum beklerken. Neyse bi şekilde başladı saçıma ama bi bırakıyo gidiyo 10 dk yok, geliyo iki bişey yapıyo sonra yine yok, o kadar da siktiriboktan bişey yaptı ki, kardeşim (yaş 9) bile daha güzelini yapardı. En son artık saat 7 buçuğa gelmiş de hala benim saçım yarım yamalak giden kuaför bozuntusunu beklerken, aldım tokaları oraya soktum buraya soktum bişiler yaptım, aldım spreyi kafama sıktım gittim. Çıktım dışarı, bi de gelmiş "gelsene niye gittin" diyo, de get, "böyle daha güzel, kalsın" dedim. He bir de kuaförde kuzenim ve yalakaları bizimle bir ilgilendiler bir ilgilendiler ki sorma blog, öldük muhabbettek çenemiz koptu çok eğlendik zevkten dört köşe olduk asdfasdfg.

 Neyse bir şekilde geldik, düğüne indik, yedik, içtik (3 aylarda içmekten dolayı çok pişmanım ama acıcık içtim), uykusuzluğa dayanamadığım için çıktım yukarı ve başımı yatağa koyduğum saniyenin onda biri kadar bir sürede horlama moduna geçtim. Eminim tonla laf söyleyecekler yine arkamızdan ama yiter ya napsam da konuşmicaklar mı zaten, çok da umrumda yani!

  Bütün bu sinirbozucu durumlar ve yorgunluğu saymazsak, geri dönüş yolculuğumuz bu sefer hakkaten çok eğlenceliydi. Ayrıca tam bir komediydi. Babamın şoförlüğüyle, bir günde hızlandırılmış Türkiye turu diye bi tur düzenlesek köşeyi dönerdik bence. Geze geze, yolu uzata uzata geldik ama ertesi gün babamın işte olması gerektiği için yaklaşık olarak durduğumuz 1756465746 tane şehirde toplasan 5 dakika geçirmedik. Arabadan iniyoruz sigaralar içiliyor, resimler çekiliyor, tuvalete gidiliyor arabaya biniyoruz şeklindeki ritüelimizi rahat bi 10 kere gerçekleştirmişizdir. Kendimize çok güldük ve hakkaten eğlendik. Yani totalde bir gün içerisinde aklımda kaldığı kadarıyla, sırasıyla; İzmir, Buca, Barçova, Konak, Manisa, Akhisar, Susurluk, Gemlik, Bandırma, Mudanya, Armutlu, Çınarcık ve Yalova olmak üzere tonla yer dolaşmış olduk. Sabah saat 10da Konak'ta bir resim çekilmişken, saat 4'te filan Mudanya'da resim çekiliyorduk. Haha süperdi ama, ziplenmiş tatil paketi işte oh mis. Dünya turuna filan çıksak, o da bi haftada biterdi heralde :D

  Bandırma'da canım ananecimle dedemin mezarlarına uğradık, annem konuştu yine onlarla, solmuş otları temizledi babam, dua okuduk ruhlarına, bi de resim çektirdik tam iki mezarın ortasında. O an yattıkları yerden kalkıp biri sağımıza biri solumuza geçip poz verdiler bizimle. Hissettim, yanımızdaydılar, ah ne de çok özlemişim. Gözlerim doldu, konuşamadım. Kardeşimse hiç göremediği ananesiyle dedesinin mezar taşlarına öyle bir sarıldı ki...

Sonuç olarak, sabahın 4'ünde eve girdiğimizde, gebermişcesine yorgun ama bir o kadar da mutluyduk.
Ama, ama;
Ben hala yanarım yanarım da, bir günde bu kadar çok şey yapabilmişken, o salak kuaförde geçirdiğim tam 7,5 saate yanarım.

0 dedim, olacak!:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...