Pages

18.5.11

Uzuuun bir aradan sonra..

  Oh ya sonunda evime, internetime, telefonuma, televizyonuma, ayakkabısız bastığım halıma, sonu gelen sınav dönemime, nihayet gelen bahar şenliklerime, yarısı kurulmuş düzenime, açılan bloguma kavuştumm!!! Ne çok şey olmuş, ne kadar zaman olmuş bloguma giremeyeli, ne de çok şey değişmiş. Duygularım, telaşlarım, planlarım, düşüncelerim de değişmiş. Yazmak çok güzel bişey, birsürü şey yaşadım ve hiçbirini yazacak imkan ve fırsat bulamadığım için yaşadıklarım sanki yaşanmış da bilinmeyen bir yerlerde kaybolmuş gibi hissettim. Sanki yazınca somutaştırmış oluyorum, hani fotoğraf çekersin de anı ölümsüzleştirirsin ya, onun gibi işte. Öyle "sabah kalktım, elimi yüzümü yıkadım, kahvaltımı yaptım, sonra tuvalete gittim" tarzı günlükümsü birşey olarak değil de hissettiklerimi, düşündüklerimi, kararlarımı yazdığım, çok sevdiğim kişisel bi eşyam olarak görüyorum. Ay böyle uzun zaman yazmayınca da konudan konuya sıçrıyorum, hepsi karışıyo.

  Allah taşınan herkese kolaylık versin valla, o ne zor işmiş öyle yaaa. Sonunda o bok kokulu apartmandan, haftada bir kovası delinen sobadan, sigortaları attırıp da hep ben içindeyken suyu buz gibi yapan elektrikli şohbenden, pis kedilerden, kutup noktasını aratmayacak olan o evden kurtulmuş olduğum için bi hola hola dansı yapmadığım kaldı. Yeni evimiz de ilk taşındığımız zamanlarda çok soğuktu, hem hava soğuktu hem de ev yeni diye duvarları soğuktu ama eski evdeki soğuk neydi öyle ya, bazı günler ayaklarım yorganın içinde olmalarına rağmen mosmor uyandığım günler olmuştu, o derece yani. Bi de bizim yerleşmemiz de çok zaman aldı (ki hala tam olarak yerleşebilmiş değiliz), eksik dolaplar, raflar, eşyalar olduğu için beklemek zorunda kaldık, doğalgaz, su, elektrik başvuruları için çok gün harcadık ve kardeşim hasta oldu. Hepsi üstüste binince 20 günde anca yerleşebildik. Bi hafta boyunca ayakkabılarımı çıkaramamamdan sonra halıya çoraplarımla bastığım ilk gün bu evde en mutlu olduğum ilk andı. Ayrıca ocak filan kurulana kadar da öğle yemeklerinde bile lahmacun tarzı fast food yiyecekler yemekten içim kurudu.



  4 gün televizyonsuz, 2 hafta telefonsuz ve internetsiz geçirilen günlerimiz çok çetindi. Herşeye fransız kalmış olduğunu bilmenin getirdiği ezikliği yaşamayan bilemez.



  Tam sınav zamanıma denk gelen taşınma işlerine, en önemli son iki sınavıma, sınav sabahına kadar kapak açmadan girmemi sağlamış, sınav zamanı baya bi tutuşmama, dolayısıyla okula sabahın köründe gidip, 3-5 saat herkese ders anlattırıp, okuyabildiğim kadar dökümen okutmuş olmasına, neredeyse duaları hatim indirerek girdiğim sınavlardan beklediğimin kat kat kat üstünde alarak beni sevinç yumağı haline getirmiş olduğu için sonsuz minnetlerimi sunuyorum. Çalışmadan yüksek almış olmama şaşıran arkadaşlarıma bu işin sırrını açıklıyorum! "Telaş ve çaresizliğin getirdiği tüylerinin dimdik olma halinde, duyulan gerginlikle, algıların full açık olması sayesinde hissedilen yusuf yusuf sendromu sonucu ortaya çıkan 3,5 atma durumu." Sakın evde deneyin.

  An itibarıyle gerçekten çok utandım. Tam da "gerçek dost kara günde belli olur"dan girip, tam taşınma zamanı iş güç varken, yardıma en ihtiyacımız olduğu anda bir anda ortalıktan yokoluveren akrabalardan, komşulardan, (sözde) yakın arkadaşlardan bahsedecektim ki, teyzesi ölen ve benim mesaj atmayı düşünüp de unuttuğum bi arkadaşımın araması ve dost dediğin kara günde belli olur diyip, benim aramadığımı hatırlatmasıyla çok çok çok mahcup olup, utanmış durumdayım. Ama ben valla mesaj atıcaktım da unuttum aklımdan çıktı bişey oldu basiretim bağlandı derler ya ondan işte filan. Ama bu bizim kara günde kaybolan insanları, akıllarına gelmesi için baya bi uzun süreleri olduğu halde akıl edemedikleri için suçlu bulmama engel değil. Belki de bencilim olabilir, ama dürüstüm de, hatalıyım evet ama onlar da hatalılar. Utanıyorum, konuyu kapatıyım bari.


   Eski sevgilim, aramızda inkar edemeyeceğim bir bağ olduğundan,
benim hemen isim koymak istediğimden ama onun klişe olmasını istemediğinden dolayı zamanla olmasını tercih ettiği, arkadaş-sevgili arası bi durumda bulunduğumuzdan filan bahsetti. Türkçesi nedir acaba, anlayan, bilen? Bende uyandırdığı anlam; "sevgilim olup da adını koyup da beni kasma, ama hazırda elimin altında bekle, takılalım hoş vakit geçirelim, ama ben hiç fedakarlıkta bulunmıyım, sana değer vermeme gerek olmasın, free olayım ama sen orda beni hep hazır bekle." Böyle bi dünya gören, bilen? Neyse, sinirimi bozmadan bu konuyu da kapatayım.

  Bazen babamın gizli gizli Six Feet Under filan dinleyip de etkisi altında kaldığını düşünüyorum.

  Bazı dualarım kabul oldu sanırım. Acı çeken, ağzına sıçıldığını iddia eden birileri var. Çok mutluyum. Hatta oh olsun. Beter ol. Amin.


  Bahar şenlikleri, bahar şenlikleri diye yırtınırken gide gide 2 tanesine gidebildim. Şebnem Ferah'ın sesi gerçekten çok güzel ve Mor ve Ötesi çok eğlenceli. Deliler gibi bağırdım, sesim kısılcak diye korkarak aynı zamanda da hiç korkmadan avazım çıktığı kadar şarkı söyledim, kafam zonklayıncaya kadar zıpladım ve boşluğum ağrıyıncaya kadar dans ettim.




  Günde 5 kere telefonda konuştuğu, 100 kere mesajlaştığı bi insana onu kırmadan, "senden elektrik alamıyorum anla işte" demenin yolunu duyan, bilen? Bari kendime Manga'dan "Cevapsız sorular" şarkısını armağan edeyim.

  Tekrar taşınma, yerleşme, eşya konusuna geri döneyim. Babam kendi işlerini anca yetiştirebildiği için evin işleri annemle bana kaldı. Zaten annem bi usta, ben de çırağı kadar bilgi sahibiyiz. Badana yaparken kartonpiyerle duvar arasına çekilen şeridi çekmişliğimden, fayans arası derzi doldurmuşluğuma kadar bi tadilat geçmişim var. Ama tecrübelerime bir yenisini daha kattım veee tüm komşuların şaşkın bakışları altında, yağmur altında elimde bir dekopajla ki kendisi tahta kesme şeysi olur, kooocaman bir suntayı raf yaptımm! Kendimle gurur duymadım değil valla. "Erkek işi" olarak nitelendirilen ve bayanların yapamayağına inanılan şeyler başta olmak üzere her konuda az çok bilgim ve becerim olması gibi bi düşüncem var. Elimden her iş gelmeli, kimseye muhtaç olmamalıyım gibi bi bilinçaltı dürtüsü de olabilir ama memnunum halimden.

  Bütün o karmaşanın, yorgunluğun ve yoğunluğun arasında bütün gününü bana ayırıp İstanbul turu attıran, daha önce hiç çıkmadığım Galata Kulesi'nden İstanbul manzarası seyrettiren, daha önce hiç tadına bakmadığım Kentucky Fried Chickens tavuğu yediren ve daha önce hiç içmediğim ahududulu bişiden içiren ve bana çooook güzel bir gün yaşatan arkadaşıma çooook teşekkür ediyorum.

  Kendimi özlettiğimi biliyorum blog, ama yazacak birsürü şeyim daha var sana. Ayrıca Blogger'ın açılmasına çok sevindim, ardı arkası gelmeyen saçmalıklara devam edilecek, biliyoruz da en azından herkes bloğuna, "kişisel mülkiyet"ine kavuştuğu için çok mutluyum.

13 dedim, olacak!:

StummScream dedi ki...

Güle güle oturun diyelim o halde =)

O arkadaşa "biz sadece arkadaşız" deme de ne dersen de. Ne bileyim aramızda bundan fazlası olmayacak diyebilirsin. Ama elektrik almama konusuna anlam getiremedim ayrı mesele.

Larien dedi ki...

Kime desem kıl oluyo zaten elektirik alamama tabibirine ama nasıl desem ki şimdi yok yani etkileşim kıvılcım heyecan istek filan StummScream :D

Tavsiye ve iyi dileklerin için sağol :)

StummScream dedi ki...

Isınamamak desek? Anlayış farklılığı, fiziksel beğeninin dışında oluşu.

Alternatifler yaratabilirim =)

Larien dedi ki...

bi de edebiyatçı olucam :P düşündükçe türevleri çoğaltılabilir tabi ama sonuç değişmiyo hala bi yol arıyorum =))

Adsız dedi ki...

dicek şey bulamıosan o arkadaşa yol aramaktan vazgeç ve hiçbir şey deme çok ısrar ederse en sevdiğin tabiri kullan :p

StummScream dedi ki...

Senin yaptığın acımasın diye ağdayı yavaş yavaş çekmeye çalışmak.

Tek seferde çek!

Adsız dedi ki...

katılıyorum stummscream a çek gitsin tek seferde acırsa acısın nie bu şahsın canının acımasını istemiosun geçmişinde ne canlar yaktın sen şimdi neden çekiniosun :p

StummScream dedi ki...

Adsız, biraz daha gaz verirsek bize bile posta koyacak yalnız =D

Larien dedi ki...

ya aşkolsun size niye posta koyayım :P

ama siz bilmezsini o ağda tek seferde ne kadar can yakıyo :P ama haklısınız bi kere acısın sonra rahat eder.

ayrıca adsız önce bi ad bul kendine bence :))

StummScream dedi ki...

Erkeklerinde sakal üzerindeki göze yakın kıllarını çeşitli yöntemlerle aldırırken acıyor. Az çok anlıyoruz halden lakin benim acı hissim düşük olduğu için sıkıntı yaratmıyor =D

Adsız dedi ki...

son zamanlarda sıkıntılarımın arttığını, sebebini bilmediğim dertlerin baş gösterdiği ve ( sebebini bilmediğimden olsa gerek ) bunları nasıl çözeceğimi düşünerek geçirdiğim, ve 3 yıldır kurduğum bi hayali gerçekleştirmeye çok yaklaştığım zamanda bir süpriz ( yeni çıkan kritere takılma ) ile yaşadığım hayal kırıklığının etkilerini atlatma girişimleri, derdimi paylaştığım herkesten " üzülme demekki hayırlısı böleymiş " tarzında klasik cümleler duyup üzüntümün zerre azalmaması vb durum ve duygular içindeyken seninle buluşup galata-kfc-starbucks eş kenar üçgenini ( benim için 3ü de eş değere sahip olduğundan ) tamamladığımız gün benim içinde son zamanlarda geçirmediğim kadar güzel geçti. Asıl ben sana teşekkür ederim o gün yanına gelirken ben bahsettiğim gibi çok iyi ruh halleri içinde değildim gerçi o günden sonra biraz fiziksel sıkıntı ( ayaklarımın uzun bi süre ağırması gibi ) çeksem de " değdi " diyebileceğim bir gün yaşattın bana ( bende sana :p )
iyi ki varsın canım arkadaşım ne zaman istersen bu ve benzeri organizasyonlarda seninle ayaklarıma kara sular inene kadar varım :)
P.S : " Benim menüm büyük boy olmasın " deyip küçük boy patateslerini bitirdikten sonra benimkilere sulanman benim için günün favori harekitiydi :D

Adsız dedi ki...

ad bulmadım da bundan snra yorumlarıma ps koycam :D ben bilirim ağdanın tek seferde ne kadar acıttığını merak etme acıtıo ama öldürmüo görüsoun bak ne kadar neşeli biriyim smile saçıyorum dört bir yana :D stumscream larienden her türlü posta beklerim geçmişte yemişliğim vardır :p
P.S: bir önceki teşekkür yorumunu bırakan adsız oluyorum :p

Larien dedi ki...

bu kadar güzel yorumdan sonra bi adı hakediyosun adsız ifşa ediyim mi seni burda ha?? :D

ya ama benim postam isteğim dışı gelişti açma o konuyu yine, insanlar kaçıcak benden :P

erkeklerin de ağda tecrübesini yaşadığını öğrendiğimde baya şaşırdım, eh size de allah kolaylık versin o zaman StummsScream, şanslısın ki acı hissin azmış =)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...