Sonunda gelmiş çatmış olan final dönemimiz (hayırlı, uğurlu, AA'lı olsun) sayesinde, blogceğizimden uzak kaldım birkaç zamandır. Özlemişim seni kerata. Velhasıl, finaller, diğer bir deyişle, açılımı "Fuck, I Never Actually Learnt this Shit" olan Finals, öğrenci milleti olarak canımızı yemekte, kanımızı emmekte, beynimizi kemirmekte, neşemizi söndürmekte, enerjimizi öldürmekte ve kafayı yedirtmekte. Formeyşın olayı hala belirsizliğini korusa da inek gibi çalışıp, final sınavına girdik. Çok güzel sallarım ben, "Allah'ım bildiklerimi yaptır, bilmediklerimi attır, attıklarımı da tutur yarabbim." Amin, cümlemize inşallah.
Final döneminde sandalyeyle popomun bir bütün olması ve kafamı 90 derecelik açıya ulaştıramamış olmak, zaten yeterince kabarık olan iştahımı daha da kabartı. Masanın üstünde, ders materyalinden çok abur-cubur çöpü var; muz kabuğu, boş brownie paketi ve (tabi ki boş) çerez paketi bunlardan "yalnızca" birkaçı. Hem ders çalışmaya çalışırken insanın aklı neden apalakasız şeylere kayar ki? Psikolojik midir nedir? Ders çalışmaya başladığım anda ya oje sürmek için kalkıyorum ya da çekmece toplamaya başlıyorum filan. Eminim tüm öğrenciler bunun gibi tecrübeler yaşıyordur, Ayhancan hariç, o insan mı ki zaten?! Gırtlaklıcaktım geçen az kalsın zaten de, neyse.
Bugün ispanyolca sınavı olduk, beklediğimden daha iyi geçti, mutluyum. Lakin bir bölüm vardı ki, orada, hocamızın -1 seviye olduğunu iddia ettiği, karmaşık cümlelerle dolu bir hikaye kitabıyla ilgili sorular vardı. Son soruyu anlamadım ve yanımdaki arkadaşıma sordum; "Son soruda ne diyo?" diye, o da; "Çocuğun naptığını soruyo." dedi, ben de; "Napıyo ki?" dedim, "Sandalye yapıyor." dedi, "Hı? :S Sandalye mi yapıyor?" dedim, "Evet." dedi. Sınavın ilerleyen dakikalarında bir 3 kere daha sordum "Sandalye yapıyor dimi?" diye, "Evet." dedi kızcağız 78.kez. Sınavdan sonra anladım ki çocuk meğer sandalyeyi yakıyormuş. Duyma yeteneğime hayranım, başka yorum yapmıyorum, daha da Davos'a gelmem.
11.1.11
skip to main |
skip to sidebar
Everybody is alone on the Earth's heart, pierced by a ray of sun...
Pages
12.1.11
About Me
- Larien
- Tam anlamıyla burcunun özelliklerini taşıyan, dakikası dakikasına uymayan, fazlaca saf ve iyi niyetli, ota boka midesi bulanan, bazı bazı karamsar ve olumsuz, felaket tellalı, saçma sapan takıntıları ve korkuları olan, sakar the king, film izlerken veya kitap okurken kendinden geçip adeta yaşayan ve etrafındakilerin alay konusu olan, hafiften(!) ayran gönüllü (annem "Eyvah, bu kız evlenince kocasından da bıkcak." der), her türlü yemeğin üzerine kaşar peyniri rendesi koymaya meyilli, insani değerlere fazlasıyla önem veren ve kendi gibi insanlar arayan bi tipim. Arkası yarın ahaha.
Blog Archive
-
▼
2011
(68)
-
▼
Ocak
(15)
- Daily Stuff Vol 13. (Sonsuza mı gidicek bilemiyorum.)
- Bir genç kızın dramı!
- Daily Stuff Vol 12.
- İdare edemem annee!!
- The moment of Realization Vol 1.
- Daily Stuff Vol 11.
- Bana salaklığın resmini yapabilir misin? Ben yaparım.
- Hayat bi hazır çorba olsa?
- Final Günlüğü
- Daily Stuff Vol 10.
- I go, you go, we go.
- Daily Stuff Vol 9.
- Daily Stuff Vol 8.
- Ever-changin'
- Kader, kısmet
-
▼
Ocak
(15)
Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz? Çünkü kimseden birşey ummam. Beklentiler daima yaralar. Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin. Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin. Sadece kendiniz için yaşayın ve;
-Konuşmadan önce dinleyin,
-Yazmadan önce düşünün,
-Harcamadan önce kazanın,
-Dua etmeden önce bağışlayın,
-İncitmeden önce hissedin,
-Nefret etmeden önce sevin,
-Vazgeçmeden önce çabalayın,
-Ölmeden önce yaşayın.
Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.
Shakespeare
-Konuşmadan önce dinleyin,
-Yazmadan önce düşünün,
-Harcamadan önce kazanın,
-Dua etmeden önce bağışlayın,
-İncitmeden önce hissedin,
-Nefret etmeden önce sevin,
-Vazgeçmeden önce çabalayın,
-Ölmeden önce yaşayın.
Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.
Shakespeare
Followers
Blogger tarafından desteklenmektedir.
2 dedim, olacak!:
ben de az önce mutfağı topladım. Ne alakaysa... hahaa
ah bebeğim alakasının olmaması zaten mesele :D
Yorum Gönder