Doğruluğu hayret verici bir söz. Facebook'ta moda oldu; böyle ünlü düşünürlerin, yazarların filan anlamlı sözlerini yayınlıyor bir sürü grup. Camel Süreyya, Sunay Akın, Paul Auster ve nedense Yılmaz Erdoğan(!) ve Ceyhun Yılmaz(!) bu ünlülerden başlıcaları. Düşündüğüm bu değil tabi. Her bir "birey" bu sözü kendi algılarınca değerlendiriyor. "Vay be!" diyor, "Ne kadar doğru.", "Lanet olsun kötü insanlara", "Tabii ya, taş kalpli olmak gerek böylelerine" diyor. Gerçekten aldanılmaması gereken insanlar da bunu söylüyor. Çünküüüü kendi gözlerinde, onlar birer melekkkk! (A) Hep başkalarıdır onları üzen falan filan. Kendilerinin üzdüklerini görmezler ama bu mükemmel kişilikler. Herkesin bir algısı var ve herkes kendisine göre dünyanın merkezindedir. Aslında düşününce çok doğru; ben, örneğin, bu dünyayı kendi gözlerimden görüyorum (yok ebemin gözünden göreydim bi de). Sahip olduğum olabileceğim tek görüş (bakış değil) açısı (teknoloji ve bilim coşup da bluetoothla farklı kişilere ait gözleri birbirine bağlamayı başarana kadar), oturduğum-durduğum yerden sahip olunabilecek tek açı. Ne kadar istesem veya uğraşsam da başkasının açısından göremem dünyayı, onların hissettiklerini hissedemem (belki anlayabilirim, bkz.empati) ama aynı onların hissettiği gibi hissedemem. Senin dünyanın merkezi sen, beninkininse benim. Onunki onun, bununki bunun. Ben, sen, o, biz, siz, onlar, I go, you g,o we go, hatta ahaha. Çok saçmalamıyım, bilmem kaç milyar insanın her biri için dünyanın merkezi kendisi. Ne çok merkezi varmış dünyanın da hee. Bencillik değil bu dünyanın merkezi olma olayı, benmerkezcilikten bahsetmiyorum. Herkes kendine göre dünyanın merkezi olabilir, evet ama unutmamak gerekir ki bilimsel olaraktan hepimiz Dünya'nın magma dolu olan merkezine eşit uzaklıktayız (dersimiz fizik), yer çekimi ve Newton'ım sağolsun.
skip to main |
skip to sidebar
Everybody is alone on the Earth's heart, pierced by a ray of sun...
Pages
8.1.11
I go, you go, we go.
"...insanlara aldanmayacak kadar taş kalpli olmasın."
Doğruluğu hayret verici bir söz. Facebook'ta moda oldu; böyle ünlü düşünürlerin, yazarların filan anlamlı sözlerini yayınlıyor bir sürü grup. Camel Süreyya, Sunay Akın, Paul Auster ve nedense Yılmaz Erdoğan(!) ve Ceyhun Yılmaz(!) bu ünlülerden başlıcaları. Düşündüğüm bu değil tabi. Her bir "birey" bu sözü kendi algılarınca değerlendiriyor. "Vay be!" diyor, "Ne kadar doğru.", "Lanet olsun kötü insanlara", "Tabii ya, taş kalpli olmak gerek böylelerine" diyor. Gerçekten aldanılmaması gereken insanlar da bunu söylüyor. Çünküüüü kendi gözlerinde, onlar birer melekkkk! (A) Hep başkalarıdır onları üzen falan filan. Kendilerinin üzdüklerini görmezler ama bu mükemmel kişilikler. Herkesin bir algısı var ve herkes kendisine göre dünyanın merkezindedir. Aslında düşününce çok doğru; ben, örneğin, bu dünyayı kendi gözlerimden görüyorum (yok ebemin gözünden göreydim bi de). Sahip olduğum olabileceğim tek görüş (bakış değil) açısı (teknoloji ve bilim coşup da bluetoothla farklı kişilere ait gözleri birbirine bağlamayı başarana kadar), oturduğum-durduğum yerden sahip olunabilecek tek açı. Ne kadar istesem veya uğraşsam da başkasının açısından göremem dünyayı, onların hissettiklerini hissedemem (belki anlayabilirim, bkz.empati) ama aynı onların hissettiği gibi hissedemem. Senin dünyanın merkezi sen, beninkininse benim. Onunki onun, bununki bunun. Ben, sen, o, biz, siz, onlar, I go, you g,o we go, hatta ahaha. Çok saçmalamıyım, bilmem kaç milyar insanın her biri için dünyanın merkezi kendisi. Ne çok merkezi varmış dünyanın da hee. Bencillik değil bu dünyanın merkezi olma olayı, benmerkezcilikten bahsetmiyorum. Herkes kendine göre dünyanın merkezi olabilir, evet ama unutmamak gerekir ki bilimsel olaraktan hepimiz Dünya'nın magma dolu olan merkezine eşit uzaklıktayız (dersimiz fizik), yer çekimi ve Newton'ım sağolsun.
Başta aklıma gelen şeye dönersemmmm (nerden nereye atlamışım, atlarım ben), herkes kendini biliyor vesselam. Sırf kendisinin aldatıldığını, kazık yediğini ya da kandırıldığını filan sanıyo. Ama biraz da kendi kırdıklarını, acı çektirdiklerini, kandırıp, aldattıklarını farketse ya. Bir dön bak kendine, sen çok mu iyi birisin ki başkalarının kötülüğünden yakınıyorsun? Böyle sözlere "Vay be, ne doğru!" filan deme o zaman, acıcık kendini de gör, sandığın kadar "masum" değilsin bebeğim aslında.
Doğruluğu hayret verici bir söz. Facebook'ta moda oldu; böyle ünlü düşünürlerin, yazarların filan anlamlı sözlerini yayınlıyor bir sürü grup. Camel Süreyya, Sunay Akın, Paul Auster ve nedense Yılmaz Erdoğan(!) ve Ceyhun Yılmaz(!) bu ünlülerden başlıcaları. Düşündüğüm bu değil tabi. Her bir "birey" bu sözü kendi algılarınca değerlendiriyor. "Vay be!" diyor, "Ne kadar doğru.", "Lanet olsun kötü insanlara", "Tabii ya, taş kalpli olmak gerek böylelerine" diyor. Gerçekten aldanılmaması gereken insanlar da bunu söylüyor. Çünküüüü kendi gözlerinde, onlar birer melekkkk! (A) Hep başkalarıdır onları üzen falan filan. Kendilerinin üzdüklerini görmezler ama bu mükemmel kişilikler. Herkesin bir algısı var ve herkes kendisine göre dünyanın merkezindedir. Aslında düşününce çok doğru; ben, örneğin, bu dünyayı kendi gözlerimden görüyorum (yok ebemin gözünden göreydim bi de). Sahip olduğum olabileceğim tek görüş (bakış değil) açısı (teknoloji ve bilim coşup da bluetoothla farklı kişilere ait gözleri birbirine bağlamayı başarana kadar), oturduğum-durduğum yerden sahip olunabilecek tek açı. Ne kadar istesem veya uğraşsam da başkasının açısından göremem dünyayı, onların hissettiklerini hissedemem (belki anlayabilirim, bkz.empati) ama aynı onların hissettiği gibi hissedemem. Senin dünyanın merkezi sen, beninkininse benim. Onunki onun, bununki bunun. Ben, sen, o, biz, siz, onlar, I go, you g,o we go, hatta ahaha. Çok saçmalamıyım, bilmem kaç milyar insanın her biri için dünyanın merkezi kendisi. Ne çok merkezi varmış dünyanın da hee. Bencillik değil bu dünyanın merkezi olma olayı, benmerkezcilikten bahsetmiyorum. Herkes kendine göre dünyanın merkezi olabilir, evet ama unutmamak gerekir ki bilimsel olaraktan hepimiz Dünya'nın magma dolu olan merkezine eşit uzaklıktayız (dersimiz fizik), yer çekimi ve Newton'ım sağolsun.
About Me
- Larien
- Tam anlamıyla burcunun özelliklerini taşıyan, dakikası dakikasına uymayan, fazlaca saf ve iyi niyetli, ota boka midesi bulanan, bazı bazı karamsar ve olumsuz, felaket tellalı, saçma sapan takıntıları ve korkuları olan, sakar the king, film izlerken veya kitap okurken kendinden geçip adeta yaşayan ve etrafındakilerin alay konusu olan, hafiften(!) ayran gönüllü (annem "Eyvah, bu kız evlenince kocasından da bıkcak." der), her türlü yemeğin üzerine kaşar peyniri rendesi koymaya meyilli, insani değerlere fazlasıyla önem veren ve kendi gibi insanlar arayan bi tipim. Arkası yarın ahaha.
Blog Archive
-
▼
2011
(68)
-
▼
Ocak
(15)
- Daily Stuff Vol 13. (Sonsuza mı gidicek bilemiyorum.)
- Bir genç kızın dramı!
- Daily Stuff Vol 12.
- İdare edemem annee!!
- The moment of Realization Vol 1.
- Daily Stuff Vol 11.
- Bana salaklığın resmini yapabilir misin? Ben yaparım.
- Hayat bi hazır çorba olsa?
- Final Günlüğü
- Daily Stuff Vol 10.
- I go, you go, we go.
- Daily Stuff Vol 9.
- Daily Stuff Vol 8.
- Ever-changin'
- Kader, kısmet
-
▼
Ocak
(15)
Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz? Çünkü kimseden birşey ummam. Beklentiler daima yaralar. Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin. Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin. Sadece kendiniz için yaşayın ve;
-Konuşmadan önce dinleyin,
-Yazmadan önce düşünün,
-Harcamadan önce kazanın,
-Dua etmeden önce bağışlayın,
-İncitmeden önce hissedin,
-Nefret etmeden önce sevin,
-Vazgeçmeden önce çabalayın,
-Ölmeden önce yaşayın.
Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.
Shakespeare
-Konuşmadan önce dinleyin,
-Yazmadan önce düşünün,
-Harcamadan önce kazanın,
-Dua etmeden önce bağışlayın,
-İncitmeden önce hissedin,
-Nefret etmeden önce sevin,
-Vazgeçmeden önce çabalayın,
-Ölmeden önce yaşayın.
Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.
Shakespeare
Followers
Blogger tarafından desteklenmektedir.
0 dedim, olacak!:
Yorum Gönder