Çoook uzun zamandır aklımın takıldığı bi nokta var, hala da çözebilmiş değilim. İnsanlara iyilik (iyilik kavramını genel olarak kullanıyorum, biçok şeye refer ediyor) ederken bir karşılık beklenmez tabi (acaba?) ama anneme de sorarım hep "Anne biz herkesin iyiliğini düşünüp onlar için güzel birşeyler yaparken, neden hiç bizim davrandığımız gibi davranmıyo diğerleri?" diye. İyilik yap denize at belki ama ben bekliyorum kardeşim benim gösterdiğim iyiniyetli davranışları karşımdakinden de görmek. Olmasınlar artık kıskanç, kibirli, bencil, yalancı filan. Aklıma takılan kısmı burası; çözemedim, nasıl olmalı? Hakedene hakettiği gibi, ne kadar ekmek, o kadar köfte, aynan olayım bebeğim, mü olmalı yoksa herşeye rağğğmen sen kendin ol, içinden gelenleri yap karşılığını düşünmeden, mi? Çoğu zaman hayalkırıklığına uğrasam da, kazık yesem, üzülsem, karşılık göremesem ve beklentilerim beklemede kalsa da yine ve yine, enayi bi şekilde, tamamen iyi niyetli bir insan olmaya ve o şekilde davranmaya itiliyorum içten içe bir şekilde. Aslında insanı insan yapan şey bu birazda. Alçakgönüllülüğe çok önem versem de bu konuda alçakgönüllü olmicam, ailemdeki insanlar ve benim gibi insanlar yok çok fazla. Hep bizim gibi insanlar görmeye çabalıyorum etrafımda, bizim gibi gerçekten iyi (iyinin anlamı bu kadar sıradan olmak için fazla derin aslında), dürüst, güvenilir, temiz kalpli ve düşünceli insanlar görmeye. Sadece bikaç tane görebiliyorum ama bilmiyorum onlar da beni hayalkırıklığına uğratır mı diğerleri gibi. Kimseye ve hiçbir şeye güvenmeme konusunda paranoyaklaşma yolunca ilerliyorum, kötü. Bilmiyorum kazık yer miyim yemez miyim. Oynat zamancım, yaşayalım görelim. Sonuç olarak iyi niyetimden vazgeçmicem ama hakkaten hakedene hakettiği gibi davranmaya devam, aynan olayım bebeğim.
skip to main |
skip to sidebar
Everybody is alone on the Earth's heart, pierced by a ray of sun...
Pages
22.1.11
The moment of Realization Vol 1.
yine bir moment of realization...
Analizler ve takiben moment of realization fırtınası devam ediyoorr. Farkında vardığım bazı şeyleri, "Hatasız kul olmaz" ilkesine dayandırıyorum ama bakıyorum ki çok da dayandırmamak lazım çünküm bazen, bazı şeyler kendini belli ediyor, bunları görmek, anlamak, değerlendirmek ve bunları anlamak gerek, bu da hep hatasız kul olmaz demekle olmuyo. İnsanlar neden göründükleri gibi olmuyo ki? Malesef çoğu zaman (her zaman) göründükleriinden farklı oluyolar. En son yaşadığım the moment of realization, son zamanlarda yakın arkadaşlarımdan birinin tuhaf davranışlarını düşünüp irdeleyince karşıma çıkan ve hiç de hoşuma gitmeyen bir sonuç sayesinde oldu. Kötü oldu. Too poor.
Çoook uzun zamandır aklımın takıldığı bi nokta var, hala da çözebilmiş değilim. İnsanlara iyilik (iyilik kavramını genel olarak kullanıyorum, biçok şeye refer ediyor) ederken bir karşılık beklenmez tabi (acaba?) ama anneme de sorarım hep "Anne biz herkesin iyiliğini düşünüp onlar için güzel birşeyler yaparken, neden hiç bizim davrandığımız gibi davranmıyo diğerleri?" diye. İyilik yap denize at belki ama ben bekliyorum kardeşim benim gösterdiğim iyiniyetli davranışları karşımdakinden de görmek. Olmasınlar artık kıskanç, kibirli, bencil, yalancı filan. Aklıma takılan kısmı burası; çözemedim, nasıl olmalı? Hakedene hakettiği gibi, ne kadar ekmek, o kadar köfte, aynan olayım bebeğim, mü olmalı yoksa herşeye rağğğmen sen kendin ol, içinden gelenleri yap karşılığını düşünmeden, mi? Çoğu zaman hayalkırıklığına uğrasam da, kazık yesem, üzülsem, karşılık göremesem ve beklentilerim beklemede kalsa da yine ve yine, enayi bi şekilde, tamamen iyi niyetli bir insan olmaya ve o şekilde davranmaya itiliyorum içten içe bir şekilde. Aslında insanı insan yapan şey bu birazda. Alçakgönüllülüğe çok önem versem de bu konuda alçakgönüllü olmicam, ailemdeki insanlar ve benim gibi insanlar yok çok fazla. Hep bizim gibi insanlar görmeye çabalıyorum etrafımda, bizim gibi gerçekten iyi (iyinin anlamı bu kadar sıradan olmak için fazla derin aslında), dürüst, güvenilir, temiz kalpli ve düşünceli insanlar görmeye. Sadece bikaç tane görebiliyorum ama bilmiyorum onlar da beni hayalkırıklığına uğratır mı diğerleri gibi. Kimseye ve hiçbir şeye güvenmeme konusunda paranoyaklaşma yolunca ilerliyorum, kötü. Bilmiyorum kazık yer miyim yemez miyim. Oynat zamancım, yaşayalım görelim. Sonuç olarak iyi niyetimden vazgeçmicem ama hakkaten hakedene hakettiği gibi davranmaya devam, aynan olayım bebeğim.
Çoook uzun zamandır aklımın takıldığı bi nokta var, hala da çözebilmiş değilim. İnsanlara iyilik (iyilik kavramını genel olarak kullanıyorum, biçok şeye refer ediyor) ederken bir karşılık beklenmez tabi (acaba?) ama anneme de sorarım hep "Anne biz herkesin iyiliğini düşünüp onlar için güzel birşeyler yaparken, neden hiç bizim davrandığımız gibi davranmıyo diğerleri?" diye. İyilik yap denize at belki ama ben bekliyorum kardeşim benim gösterdiğim iyiniyetli davranışları karşımdakinden de görmek. Olmasınlar artık kıskanç, kibirli, bencil, yalancı filan. Aklıma takılan kısmı burası; çözemedim, nasıl olmalı? Hakedene hakettiği gibi, ne kadar ekmek, o kadar köfte, aynan olayım bebeğim, mü olmalı yoksa herşeye rağğğmen sen kendin ol, içinden gelenleri yap karşılığını düşünmeden, mi? Çoğu zaman hayalkırıklığına uğrasam da, kazık yesem, üzülsem, karşılık göremesem ve beklentilerim beklemede kalsa da yine ve yine, enayi bi şekilde, tamamen iyi niyetli bir insan olmaya ve o şekilde davranmaya itiliyorum içten içe bir şekilde. Aslında insanı insan yapan şey bu birazda. Alçakgönüllülüğe çok önem versem de bu konuda alçakgönüllü olmicam, ailemdeki insanlar ve benim gibi insanlar yok çok fazla. Hep bizim gibi insanlar görmeye çabalıyorum etrafımda, bizim gibi gerçekten iyi (iyinin anlamı bu kadar sıradan olmak için fazla derin aslında), dürüst, güvenilir, temiz kalpli ve düşünceli insanlar görmeye. Sadece bikaç tane görebiliyorum ama bilmiyorum onlar da beni hayalkırıklığına uğratır mı diğerleri gibi. Kimseye ve hiçbir şeye güvenmeme konusunda paranoyaklaşma yolunca ilerliyorum, kötü. Bilmiyorum kazık yer miyim yemez miyim. Oynat zamancım, yaşayalım görelim. Sonuç olarak iyi niyetimden vazgeçmicem ama hakkaten hakedene hakettiği gibi davranmaya devam, aynan olayım bebeğim.
About Me
- Larien
- Tam anlamıyla burcunun özelliklerini taşıyan, dakikası dakikasına uymayan, fazlaca saf ve iyi niyetli, ota boka midesi bulanan, bazı bazı karamsar ve olumsuz, felaket tellalı, saçma sapan takıntıları ve korkuları olan, sakar the king, film izlerken veya kitap okurken kendinden geçip adeta yaşayan ve etrafındakilerin alay konusu olan, hafiften(!) ayran gönüllü (annem "Eyvah, bu kız evlenince kocasından da bıkcak." der), her türlü yemeğin üzerine kaşar peyniri rendesi koymaya meyilli, insani değerlere fazlasıyla önem veren ve kendi gibi insanlar arayan bi tipim. Arkası yarın ahaha.
Blog Archive
-
▼
2011
(68)
-
▼
Ocak
(15)
- Daily Stuff Vol 13. (Sonsuza mı gidicek bilemiyorum.)
- Bir genç kızın dramı!
- Daily Stuff Vol 12.
- İdare edemem annee!!
- The moment of Realization Vol 1.
- Daily Stuff Vol 11.
- Bana salaklığın resmini yapabilir misin? Ben yaparım.
- Hayat bi hazır çorba olsa?
- Final Günlüğü
- Daily Stuff Vol 10.
- I go, you go, we go.
- Daily Stuff Vol 9.
- Daily Stuff Vol 8.
- Ever-changin'
- Kader, kısmet
-
▼
Ocak
(15)
Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz? Çünkü kimseden birşey ummam. Beklentiler daima yaralar. Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin. Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin. Sadece kendiniz için yaşayın ve;
-Konuşmadan önce dinleyin,
-Yazmadan önce düşünün,
-Harcamadan önce kazanın,
-Dua etmeden önce bağışlayın,
-İncitmeden önce hissedin,
-Nefret etmeden önce sevin,
-Vazgeçmeden önce çabalayın,
-Ölmeden önce yaşayın.
Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.
Shakespeare
-Konuşmadan önce dinleyin,
-Yazmadan önce düşünün,
-Harcamadan önce kazanın,
-Dua etmeden önce bağışlayın,
-İncitmeden önce hissedin,
-Nefret etmeden önce sevin,
-Vazgeçmeden önce çabalayın,
-Ölmeden önce yaşayın.
Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.
Shakespeare
Followers
Blogger tarafından desteklenmektedir.
0 dedim, olacak!:
Yorum Gönder