Şööööyle uzun uzun yazılar yazayım diyorum ama otumsu, durağan günlerimden uzun yazı yazacak kadar anlamlı şey çıkmıyo. Onun yerine absürd şeylerle uğraşıp duruyorum. Bu sefer de başımda bir sapık var, sapık diyorum da adı sanı ortada, tabi fake değilse (feyk değil fa-ke). Mağazada beni görüp beğenmiş, facebooktan bulmuş, seni bir daha görmek için herşeyi yaparım diyo. Kaçırılmasam bari. Zaten gecenin köründe geliyorum eve.
Üstüne bi de canım babanem bizde kalıyor. Ekstra titiz, hijyen ustası babanem geldiğinden beri evin her yanına şüpheyle bakıyoruz. Eşyalarımızı nereye koyacağımızı, havlularımızı nereye saklayacağımızı şaşırdık annemle. Kendisinin kirli çamaşırlarını ortaya dökmek istemiyorum ama o zaten banyonun orta yerinde bunu yapmış bir şahsiyet. ö. ("öldüm"ün şifresi) Bi de benim odamda uyuyor. Odamdan soğuyacağım lan. Bi de hastayım hastayım diyip duruyor, yalandan kendini oraya buraya atıyor. Hiç bişeyi olduğu yok halbuki, çocuk gibi dikkat çekmeye çalışıyor. Haftaya Salı'ya kadar da bizdeymiş. Allah anneme sabır versin bütün gün ona maruz kalmak zorunda kalıyor, ben işe gidip kurtuluyorum. İşe gitmeden mağazadan aradılar beni, turist gelmiş anlamamışlar. Telefonda ayaküstü anlattım bişeyler filan, babanemse bana "wuuu nasıl da öğrenmişsin ingilizceyi böyle" dedi. Yaşımı bile bilmeyen dear babaneciğim, okuduğum bölümün doğruluğundan da şüphe duymaya başladı sanırım. Zaten tek olan izin günümde gittiğimiz Feshane'den de başım sesten (ilahi ve sema gösterisinden gelen ses) şişti diyerek erken saatte geri getirtti. Bu arada yaşlı, huysuz kadınlardan söz açılmışken, aşağıdaki teyze 180 derece dönüş yaparak melek kalpli bir kadın oldu çıktı, kadınla kanka olduk ha.
Salak ben, geçenlerde izlediğim korkunç videolar yüzünden geceleri uyuyamıyorum lan. Çok pis korkuyorum, böyle sesler geliyor, gölgeler oynuyor gibi geliyor filan. Sanırım zeka yaşım 5.
Neyse, korkudan, babaneme sinir olmaktan ölmezsem ya da kaçırılmazsam yine yazarım. Seni sevdiğimi bil blog.
skip to main |
skip to sidebar
Everybody is alone on the Earth's heart, pierced by a ray of sun...
Pages
10.8.11
About Me
- Larien
- Tam anlamıyla burcunun özelliklerini taşıyan, dakikası dakikasına uymayan, fazlaca saf ve iyi niyetli, ota boka midesi bulanan, bazı bazı karamsar ve olumsuz, felaket tellalı, saçma sapan takıntıları ve korkuları olan, sakar the king, film izlerken veya kitap okurken kendinden geçip adeta yaşayan ve etrafındakilerin alay konusu olan, hafiften(!) ayran gönüllü (annem "Eyvah, bu kız evlenince kocasından da bıkcak." der), her türlü yemeğin üzerine kaşar peyniri rendesi koymaya meyilli, insani değerlere fazlasıyla önem veren ve kendi gibi insanlar arayan bi tipim. Arkası yarın ahaha.
Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz? Çünkü kimseden birşey ummam. Beklentiler daima yaralar. Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin. Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin. Sadece kendiniz için yaşayın ve;
-Konuşmadan önce dinleyin,
-Yazmadan önce düşünün,
-Harcamadan önce kazanın,
-Dua etmeden önce bağışlayın,
-İncitmeden önce hissedin,
-Nefret etmeden önce sevin,
-Vazgeçmeden önce çabalayın,
-Ölmeden önce yaşayın.
Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.
Shakespeare
-Konuşmadan önce dinleyin,
-Yazmadan önce düşünün,
-Harcamadan önce kazanın,
-Dua etmeden önce bağışlayın,
-İncitmeden önce hissedin,
-Nefret etmeden önce sevin,
-Vazgeçmeden önce çabalayın,
-Ölmeden önce yaşayın.
Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.
Shakespeare
Followers
Blogger tarafından desteklenmektedir.
2 dedim, olacak!:
Nihayet teşrif buyurdunuz. :))
Rica ederim efendim, asıl siz teşrif buyurdunuz, renk kattınız :)
Yorum Gönder