Tamamen boş bir zihinle, ne yazacağını bilemeden parmaklarımı rastgele dolaştırıyoum sanki klavyenin üzerinde. Günler su gibi akıp geçiyor. Bitsin diye beklediğim 3 ayın sonuna geldim bile. Gün içinde bir sürü irili ufaklı düşünceler akıp geçiyor aklımdan. "Not alayım" diyorum, "bloga yazarım", ben not alana kadar müşteri geliyor. O müşterilerin de zaten 3'te biri mal, diğer birlik kısım mal ötesi, kalan 3'te birlik kısım normal sayılabilir gruba giriyor. Plazma tv'ye prizma diyenini mi istersin, ankastreye ankesör diyenini mi? Hatta geçen gün salak müşterinin biri, meraba hoşgeldiniz lafım üzerine "Biz dolaşıcaz sen işine bak" dedi. Biraz daha insani bi şekilde söyleyebilirdin aslında pis adam. Mal. Birlikte çalıştığım insanlar çok iyi, ortam güzel. Memnunum burda çalışmış olmaktan. Ama bitebilirsin de artık, 3 ay yeterliydi, sağol.
İşe giderken müzik dinliyorum yolda kulaklığımla. Etrafta yani yakınlarda kimsenin olmadığı zamanlarda yüksek sesle şarkıyı söyleyerek yürüyorum. Çok ama çok keyif veriyo bana. Bi de 18 yaşımdayken çalışmaya başladığım zaman ilk maaşımla kendime o zamanın parasıyla baya bi gayme bayıldığım ve bozuk olduğunu sandığım mp4ümün 2 yıldan sonra sadece sarj kablosunun bozuk olduğunu fark edince önce şöyle O_o bi baktım sonra sevindim. Şimdi daha mutlu dinliyorum şarkılarımı. Ama çok sıkıldım lan hep aynı şarkıları dinlemekten :/ biri bana bişiler önersin, rock olabilir, metal olabilir hatta nu-metal olursa daha makbule geçer.
Çok istediğim fotoğraf makineme de kavuştum nihayet. Eli açık, bonkör, gönlü ve de cüzdanı zengin patronumuza, bayramdan beri millete göstermek amacıyla boynumuza taktığımız fotoğraf makinesini bana ne kadara verebileceğini sorduğumda "al canım senin olsun" dedi. Yine bi kaldım mal gibi, hönk nasıl yeaağğnii ifadesinden sonra yüzüme pişmiş kellemsi ve henüz 32 tanesi tamamlanmamış dişlerimin tamamını meydana çıkaran bir gülümseme yayıldı. Milyon tane teşekkürden ve hayır duadan sonra filan kaptım makinamı eve geldim. Önde de ekranı var, açıyoruz, karşıdan tutup birbirinden mal pozlar verdiğimiz resimler çekiyoruz ailecenek. Patron sağolsun. Çok iyi adam ya hakkaten. Ramazanda kumanya, oğlu doğdu diye baklava, bayramda çikolata verdi, arada sırada da tanıtım için yollanan detarjanlardan dağıtıyo hepimize. Çok zengin ama yapsın tabi diyorum da, ne zenginler de var cebinde akrepler olan. Velhasılkelam cCc Patron reyiz cCc.
Ayrıca;
-Bugün temizlik yaptım, çok yoruldum, heryerim ağrıyo :(
-Tırnaklarım hep kırılıyo, bi de soyuluyo :(
-Saçlarıma hala şekil veremiyorum. Pis kuaför :(
-Havaalanından haber çıkmadı, umudu kestim :(
-Kredikartımın limiti doldu aysonu sendromu yaşıyorum :(
-Kilo aldım popom kocaman oldu küçültemiyorum :(
-Gıda fuarı oldu ben gidemedim, bedavaya yıllık gıda tedariğini kaçırdım :(
-Mal gibi işe gidip gelmekten hiçbir şeye vakit ayıramıyorum :(
-Aşık olmak istiyorum ama kimseye güvenmiyorum :(
-Metrolar bugünlerde hep rutubet kokuyor :(
-İzin günümün de sonuna geldim, yarın iş var :(
skip to main |
skip to sidebar
Everybody is alone on the Earth's heart, pierced by a ray of sun...
Pages
27.9.11
About Me
- Larien
- Tam anlamıyla burcunun özelliklerini taşıyan, dakikası dakikasına uymayan, fazlaca saf ve iyi niyetli, ota boka midesi bulanan, bazı bazı karamsar ve olumsuz, felaket tellalı, saçma sapan takıntıları ve korkuları olan, sakar the king, film izlerken veya kitap okurken kendinden geçip adeta yaşayan ve etrafındakilerin alay konusu olan, hafiften(!) ayran gönüllü (annem "Eyvah, bu kız evlenince kocasından da bıkcak." der), her türlü yemeğin üzerine kaşar peyniri rendesi koymaya meyilli, insani değerlere fazlasıyla önem veren ve kendi gibi insanlar arayan bi tipim. Arkası yarın ahaha.
Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor musunuz? Çünkü kimseden birşey ummam. Beklentiler daima yaralar. Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin. Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin. Sadece kendiniz için yaşayın ve;
-Konuşmadan önce dinleyin,
-Yazmadan önce düşünün,
-Harcamadan önce kazanın,
-Dua etmeden önce bağışlayın,
-İncitmeden önce hissedin,
-Nefret etmeden önce sevin,
-Vazgeçmeden önce çabalayın,
-Ölmeden önce yaşayın.
Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.
Shakespeare
-Konuşmadan önce dinleyin,
-Yazmadan önce düşünün,
-Harcamadan önce kazanın,
-Dua etmeden önce bağışlayın,
-İncitmeden önce hissedin,
-Nefret etmeden önce sevin,
-Vazgeçmeden önce çabalayın,
-Ölmeden önce yaşayın.
Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.
Shakespeare
Followers
Blogger tarafından desteklenmektedir.
6 dedim, olacak!:
-Against My Better Judgement
-Iced Earth
-Poisonblack
dinleyebileceğin çok sert olmayan şeyler ama dersen ki sen ne dinliyorsun?
http://stummscream.blogspot.com/2011/09/machine-head-locust.html
bu iş hafta sonları da devam etmicek mi kız? :p ayrıca havaalanından umut kesme bana 3 ay sonra dönenler bile oldu gerçi sen ne kadardır bekliosun onu da bilmiyorum ya neyse.
Hakikaten ya bu arada banada dönen olmadı =(
Stumm sağol tavsiyeler için ama daha fazla çeşit gerek =) of umudu kessek mi napsak :/
Sparrow, taslaklarda kalan bi paragrafı değerlendireyim dedim zaman uyuşmazlığı olabilir :D haftasonları devam, yes. Ayrıca 3 ay sonra onlar beni istedikleri zaman ben onları isteyecek miyim bakalım hıh
Çeşit istersen çok bulurum sana dinleyip albümlerini indiremden unuttuğum çok grup var. Ben genelde internetteki metal radyolardan dinliyorum.
Senin dinleyebileceğin bir sürü melez tür filan var. Burada say say bitmez anlatırım bir gün.
evet evet hazır işi de parta çevirdim şu kahve olayını da tekrar gündeme getirebiliriz bence =))
Yorum Gönder